reklam
hava
DOLAR %
EURO %
GRAM ALTIN %
ÇEYREK A. %
BITCOIN %
SON DAKİKA
Google News

“İNSANI DEPREM DEĞİL YAPI  VE ZEMİN ÖLDÜRÜR”

Son Güncelleme :

14 Mart 2023 - 14:37

/ 208 views kez okundu.
“İNSANI DEPREM DEĞİL YAPI  VE ZEMİN ÖLDÜRÜR”

Anadolu Yapım Müteahhitleri Federasyonu’ndan, 11 ili vuran depremler sonucu açıklamada bulunuldu. Türkiye’de inşa edilen bina ve konutlar için yapı, zemin ve denetim yönetmeliklerinin önemi vurgulanırken, sayıları her geçen gün artan müteahhitlerin olduğu ve bunun için de mesleki yeterlilik şartı aranması gerektiği belirtildi.

Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen depremler 11 ilde ağır yıkıma sebep olurken, bu depremler afet bölgesine yakın çevre illerden de hissedildi. Depremin yoğun olarak yaşandığı illerde yıkılan binaları inşa eden müteahhitler hakkında ise soruşturma başlatıldı. Anadolu Yapım Müteahhitleri Federasyonu da afet bölgelerinde incelemelerde bulunan kuruluşlar arasında yer alıyor. Federasyonun Adana’da bulunan genel merkezinde yapılan açıklamada,  1999 Marmara depremi sonrasında dönemin Bayındırlık Bakanlığı’nın aldığı yapı yönetmeliği, zemin etüdü ve yapı denetimi yönetmeliklerine dikkat çekilirken, 2000 yılı sonrasındaki yapılarda ise sağlıklı bir yapı stoku oluşturulduğu ifade edildi. Ayrıca, 11 ili vuran depremlerde yıkılan konutların sorumlusu olan müteahhitler için; “Elbette ki yıkılan konutlarda sorumluluğu olan müteahhitleri bizler değil bu ülkede hiç kimse savunmamalıdır. Ne var ki hukukta suçun şahsiliği ilkesi mevcuttur varsa suçun da şahsiliği vardır. Türk yargısı hiç şüphesiz suçluların cezasını vereceklerdir” ifadelerine yer verildi.

Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta gerçekleşen 7.9 ve 7.7’lik iki depremin, yapı yönetmeliğinin yetersizliğini gözler önüne serdiği belirtilirken, “Yine Müteahhitlerimizin yaptığı, Çevre ve Şehircilik İklim Değişikliği Bakanı Sayın Murat Kurum’un da dikkat çektiği tünel kalıp teknolojisi ile inşa edilen TOKİ konutları ağır hasar alan oldu fakat yıkılmadı. 2000 yılı sonrası çıkarılan yönetmeliklere uygun yapılan konutların sadece %1.44’ü yıkıldı. Bizler gönüllü kurulmuş meslek örgütleri olarak diyoruz ki; yıkılan binaları yapan müteahhitler, o binaların o zeminlerde yüksek katlı olarak yapılmasına müsaade edenler ve o inşaatları denetleyenler Türk yargısı önünde hesap vereceklerdir. Suç varsa suçlu çekmelidir. Müteahhitler de dahil suçlu olan cezasını çekmelidir. Ancak TOKİ konutlarını 2000 yılı sonrası yapılan ve yıkılmayan %98.5 binayı yapan özet ile işini yasalara uygun şekilde dürüstçe icra eden müteahhitlerimizi suçlu ilan etmemeliyiz. Bizler insanı yaşat ki devlet yaşasın diyen yurtsever meslek sahipleriyiz. Zira şu anda yıkılan konutların sahiplerine yapılacak yeni konutları da yapacak yine müteahhitlerdir. Bir meslek grubunun tamamını suçlu ilan edersek yarın inşaat yapacak müteahhiti de bulamayız” denildi.

Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; 

“İnsanı deprem değil yapılar öldürür. Bu doğrudur. Müteahhitler de bu yapılardan sorumludur. İşini dürüstçe yapan müteahhitler olduğu gibi yapmayanlar da vardır. İşte işini iyi takip etmeyen ve dürüst çalışmayan müteahhitler bu yıkımdan ve giden canlarımızdan sorumludur, Yaşananların hesabını vermelidir ve verecektir. Hepimizin malumu Müteahhitlik 2020 öncesi herkesin yaptığı bir meslek olmuştu. Ülkemizde müteahhitliğin sınıflandırılmasından önce sayımız akıl almaz bir şekilde 450.000 gibi bir sayıya ulaşmıştı. Bunun yanı sıra köylerde, kasabalarda hatta şehrimizin etrafındaki yapıların birçoğunun müteahhidi bile yok. Plansız, projesiz imece usulü yapılmış binalarla dolu. 1999’da yaşadığımız Marmara depreminde plansız projesiz yapıların ve o tarihte yürürlükte olan yetersiz yönetmelikle yapılan konutların yıkılmasının ana nedenlerinden biri de zemindir.  İnsanı sadece yapı değil, yapının bulunduğu zemin de öldürür. Fay hattı bulunan bir bölgede konutlar için Zemin seçimi yapılırken bilim insanlarının uyarılarını dikkate almak hayati önem taşımaktadır.”

“TÜRK YARGISI SUÇLULARIN CEZASINI VERECEKTİR”

“Elbette ki yıkılan konutlarda sorumluluğu olan müteahhitleri bizler değil bu ülkede hiç kimse savunmamalıdır. Ne var ki hukukta suçun şahsiliği ilkesi mevcuttur varsa suçun da şahsiliği vardır. Türk yargısı hiç şüphesiz suçluların cezasını vereceklerdir. Kamuoyumuz şunu çok iyi bilmelidir; bu can kaybından, yıkılan yapıların müteahhitinden tutun yapıldığı tarihlerde geçerli olan yapı yönetmeliğini düzenleyenlerden, şehrin imarını planlayan, kat yüksekliğini ve yoğunluğunu veren bu yıkılan yapıları denetleyen dahil herkes sorumludur. Anadolu Yapım Müteahhitleri Federasyonu olarak yetkililere ve kamuoyuna çağrımızdır. Müteahhitlerin kendi içindeki çürükleri temizlemesi için bir müteahhitlik meslek yasası yok, Müteahhitlik meslek Odası yok, hatta bizlerin bu mesleğin gelişmesi ve daha iyi hizmet vermesi için kurduğumuz Dernek, Birlik, Federasyon ve Konfederasyonumuza en azından “Kamu Yararına” çalışan gönüllü kuruluşlar statüsü şu ana kadar verilmedi. Yaşanan depremlerle müteahhitlik mesleğinin ne kadar önemi ve kontrol edilebilir olmasının gerekliliği anlaşılmıştır. Hiç değil ise bu nedenlerle gönüllü kuruluşlarla işbirliği yapılmalıdır.”

TÜM SİYASİ PARTİLER BİR ARAYA GELEREK ÇÖZÜM ÜRETMELİLER

Sahada müteahhit ve çalışanlar için, tüm siyasi partilerin bir araya gelerek çözüm üretmesinin hayati önem taşıdığı vurgulanırken, “Mesleğin kontrolü amacıyla yetki ve sorumluluk sahibi mekanizmaların kurulmasıdır. Tüm siyasi partiler bir araya gelerek, deprem konusunda çözüm üretmeliler. Türkiye’yi yöneten iradenin şehirlerimizdeki müdürlükleri, her şehrin seçimle işbaşına getirdiği Yerel Yöneticileri, şehirlerimizde önceden var olan fakat pasif duruma getirilen, Dünyanın gelişmiş ülkelerinde en etkili platformlarda yer alan kent konseyleri ile birlikte toplanmalıdır. Bu konseyler o şehrin yapı sektöründe söz sahibi olmalıdır. Genel idareden, Yerel idaresine, meslek odalarından mahalle muhtarlıklarına kadar olabildiğince katılım sağlayarak o şehrin insanları ile ortak kararlar alınmalıdır. 6 Şubat depremi bizlere, hepiniz sorumlusunuz ve tedbirlerinizi alın diye adeta haykırdı. Yeni bir yapılandırmaya acil ihtiyaç vardır. Sorun varsa elbet çözüm de vardır. Bu ülke insanlarının can güvenliğini sağlayamazsak, Ülkemizi bu coğrafyada kalkınmış ve gelişmiş bir ülke yapamayız. Bizler onun için de insanı yaşat ki devlet yaşasın diyoruz” ifadelerine yer verildi.

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.