Deprem sonrası insanların en büyük sıkıntısı güvenle barınabilecekleri bir evlerinin olması oldu. Deprem bölgesinin dışında ki illerde ise en güvenilir yapı hangisi sorusu akılları karıştırıyor. Kahramanmaraş depreminden sonra insanların müstakil evlere ve ahşap yapılara ilgisi daha da çok arttı. Ahşap mimarinin öneminden bahseden Mimar Mustafa Elönü, ahşap yapıların betonarme yapılara göre daha az maliyetli ve depreme daha dayanıklı olduğunu söyledi.
Türkiye’nin deprem ülkesi olması nedeniyle vatandaşların ev alırken akıllarında ki en büyük soru ‘Depreme dayanıklı mı?’ oluyor. Vatandaşlar ev alırken veya yaptırırken maaliyetine ve dayanıklılığına önem veriyor. Depreme en dayanıklı yapının ahşap evler olduğunu vurgulayan Mimar Mustafa Elönü, “Müstakil evler tabii binalara göre daha çok tercih ediliyor ancak ahşap ve metal karkaslı evler yapısı gereği salınım yaptığı için depreme daha dayanıklı. Depremden sonra yoğun ilgi almaya başladık” dedi.
“VİLLAYA GÖRE DAHA OTANTİK”
Ahşap yapıların villaya göre hem daha az maliyetli hem de daha iyi bir tasarıma sahip olduğunu söyleyen Mimar Mustafa Elönü, “Projeler belediyeden geçtikten sonra inşaat maaliyeti olarak bir villanın maliyetinden daha uyguna geliyor hem de bir villaya göre daha otantik bir tasarıma sahip. İnşaat maliyeti olarak da yaklaşık metre kareye göre ahşap yapılar 500 bin ve 600 bin TL bandında başlıyor 1 milyon 300, 1 milyon 400 bin bandına kadar gidiyor. 125 metre kare 4+1 ahşap yapının maliyeti 1 milyon 300 bin TL civarında buna su basmanı da dahil” diye söyledi.
“BETON YAPILARA GÖRE DAHA SICAK”
Ev sahibi olmak isteyen vatandaşların ısınma sorununu da göz önünde bulundurarak tercih yapması ile birlikte ahşap yapıların betonarme yapılara göre ısı tutuculuğunun yüksek olduğunu belirten Mustafa Elönü, “Ahşabın ısı tutuculuğu özelliği var. Normal beton yapılara göre daha sıcak oluyor. Isı tutuculuğu ne demektir? Ahşabın iç düzeyine ısı ve güneş ışığı değdiği zaman ahşap o ısıyı tutar, gece o ısıyı yapıya verir. Yalıtımı da düşünecek olursak ahşap yapıların kendisi zaten bir yalıtım malzemesidir aynı zaman da biz duvarların içerisine 120 dense (yoğunluk) taş yünü yalıtım yaptığımız için bu yapılar da sıkıntı yaşanmaz. Bu yapılar da soba ve alttan ısınma sistemleri de kullanılacak, bu durumda diğer yapılara göre müşterilerimizin doğalgaz faturalarının daha az geleceğini iddia ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“İNGİLTERE MENŞEİLİ BOYA İLE KORUMA SAĞLIYORUZ”
Yapıların yanıcılığından bahseden Mustafa Elönü, “Yapının yüzeyine kullandığımız ahşap vernikler İngiltere menşeili bir boya ile koruma sağlıyoruz. Bu koruma da ahşabın yanıcılığını villalara yapılan straforların yanıcılığından daha az. Kullandığımız taş yünü de yanıcı bir madde değildir” dedi.
“PROJELERİMİZ BELEDİYE ONAYINDAN GEÇİYOR”
Ruhsatlandırma işlemlerini ve imar izinlerinin belediye onaylı olduğunu ifade eden Elönü, “Ruhsatlandırma işlemleri belediyeden yürütülüyor, öncelikle yapımız eğer imar planı içerisinde ise projemizi hazırlıyoruz belediyeye sunuyoruz. Bu konuyu müşterilerimiz isterse kendi mimarlarına hazırlatıp bize mali projeyi getirirler isterlerse biz aynı zaman da mimarlık işi yaptığımız için bize de proje için gelebilirler. 7 tane mühendis ve mimarın çizdiği projelerle belediyeye sunuyoruz, belediye onay sürecinden sonra inşaat ruhsatımızı alıp başlıyoruz. Bu yapılar eğer imar planı içerisinde ise direkt belediye ile muhatabız, imar planı dışında ise İl Tarım Müdürlüğü’nün, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ve birkaç tane daha kurumun izin ve onayı gerekiyor. Bununla ilgili yapının yapılacağı arazinin durumuna göre bakanlıklardan ve müdürlüklerden izin aldığımız sürece yapabiliyoruz. Yapıların arsaları önemli” diye konuştu.
HABER: İSMAİL ÇİLDAŞ
