reklam
hava
DOLAR %
EURO %
GRAM ALTIN %
ÇEYREK A. %
BITCOIN %
SON DAKİKA
Google News

VEKİL ERSOY: “OYLARI ÇALAN CHP PINARBAŞI’NDA SUÇÜSTÜ YAKALANMIŞTIR”

Son Güncelleme :

04 Nisan 2024 - 15:02

/ 468 views kez okundu.
VEKİL ERSOY: “OYLARI ÇALAN CHP PINARBAŞI’NDA SUÇÜSTÜ YAKALANMIŞTIR”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, Pınarbaşı seçimlerinin iptaline sebep olan olaylara ilişkin açıklamalarda bulundu. Ersoy, “Lamı cimi yok oyları çalan CHP Pınarbaşı’nda suçüstü yakalanmıştır” dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, Pınarbaşı ilçesindeki olaylı yerel seçimlere ilişkin açıklamalarda bulundu. Ersoy, sosyal medyada yansıtılan görüntülerin bir FETÖ kumpası olarak kamuoyuna sunulduğunu vurgulayarak, “31 Mart Pazar günü yapılan seçimlerin iptali sonrasında seçimlerin iptal edilmesine neden olan olaylar bazı mihraklarca çarpılmaya çalışılmakta, gerçeklerin üzeri örtülmek istenmektedir” şeklinde konuştu.

Ersoy’un açıklamaları şu şekilde;

31 Mart Pazar günü yapılan seçimlerin iptali sonrasında seçimlerin iptal edilmesine neden olan olaylar bazı mihraklarca çarpılmaya çalışılmakta, gerçeklerin üzeri örtülmek istenmektedir”
Bu dezenformasyonun önüne geçmek için yaşanan olayların perde arkasını ve belgelerini kamuoyu ile paylaşmak kaçınılmaz olmuştur.

Öncelikle belirtmek isterim ki, Pınarbaşı Adliyesi’nde görevli seçim kurulu hakimine saldırdığım tamamen iftiradan ibarettir. Sosyal medyaya yansıtılan görüntüler tüm detaylarını bütün çıplaklığı ile anlatacağım FETÖ kumpasının bir parçası olarak çarpıtılarak kamuoyuna sunulmuştur.

Devletimize ve devletimizin bütün görevlilerine saygım sonsuzdur.
Yaşanan olayların kamuoyu tarafından da etraflıca anlaşılması için gelişmeleri kronolojik olarak anlatmak istiyorum.
Ben Pınarbaşı ilçemizdeki seçim sürecini takip etmek için 31 Mart tarihinde Pınarbaşı Adliyesi’ni iki kez ziyaret ettim.

İlk gittiğimde saldırdığım iddia edilen Seçim Kurulu hakimimizi ziyaret ederek tokalaştım, kolaylıklar diledim. O ziyaretimde partimizin yetkilisi olan arkadaşların çoğunun Adliye’de olmadığını fark ettim, bir gariplik vardı ve çıkıp parti teşkilatımıza gittim. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.
Daha sonra saat 19:00 gibi CHP’li yetkili ve yetkisiz kişiler tarafından adeta baskın yapar gibi partimizin yetkili sandık görevlilerinin, müşahitlerinin Adliyeden uzaklaştırıldığı şeklinde bilgiler geldi. İnanmak istemedim. Adliyede kalan bazı görevli arkadaşlarımızın, “mühürsüz bir oy torbasının adliyeye getirildiği, sandık başkanının tuvalete gittiği, arkadaşlarımız tarafından video kaydına alınan bu mühürsüz oy torbasının yetkisiz CHP’lilerin elini kolunu sallayarak cirit attığı adliye koridorlarında orta yere bırakıldığı daha sonra bir başka oy çuvalının yani 1126 Nolu sandık çuvalının mühürsüz ve ağzı açık halde Adliye binasına getirildiği” şeklinde bilgiler aktarması üzerine yeniden Adliye binasına gittim.

Adliye girişinde karşılaştığımız CHP’nin belediye başkan adayı Deniz Yağan’a yetkisiz bir şekilde Adliye binası içerisinde bulunan CHP’lileri dışarı çıkarması gerektiğini, yetkili arkadaşlarımızın bu kişilerce yasa dışı bir şekilde dışarı çıkarıldığını söyledim.

Adliye binası adeta yetkili yetkisiz CHP taraftarlarınca abluka altına alınmış durumdaydı.

Bu sırada Deniz Yağan’ın amcamın oğlu dediği Şamil isimli seçimde yetkisiz kişi ile sonradan adının Yusuf Başak olduğunu ve uzman çavuşluktan FETÖ’cü olduğu için ihraç edildiğini öğrendiğimiz şahıs da yanındaydı.

Yetkisiz kişilerin Adliye dışına çıkarılması gerektiğini söyleyince CHP belediye başkan adayı Deniz Yağan’ın yanı başında bulunan ve uzman çavuşluktan FETÖ’cü olduğu için atılan Yusuf Başak isimli şahıs bana Artist artist konuşma, sen kimsin lan” diye karşılık verdi.

Ben de sen kimsin diye sorduğumda “ben Yusuf Başak ne olacak…” diyerek sinkaflı cümleler kurunca kısa süreli gerginlik yaşadık.
FETÖ militanının da aralarında bulunduğu CHP’liler beni ve seçimde yetkili arkadaşlarımı içeri almamak için arbede çıkardılar.

Öyle ki, kolluk kuvvetleri de o sırada ne yapacağını şaşırdı, partimizin Melikgazi İlçe Başkanı ve seçimde itiraza yetkili Avukatı Enes Ertuğrul Kalın Jandarma tarafından gözaltına alınmak istendi, Adliye dışına çıkarıldı. Polis memurlarının Enes başkanın yetkili olduğunu söylemesi üzerine kendisi yeniden Adliye binasına girebildi.
Milletvekili olmama rağmen CHP’liler beni ve yetkili arkadaşlarımı giremezsiniz diyerek içeri almamak için gerginliği sürdürdü.

Bu sırada Adliye önünde 200-300 CHP destekçisi vardı. 21:30 gibi bir sandık görevlisine beraberindeki kolluk görevlisinin yanısıra partimizin sandık müşahidi de yasal hakkı çerçevesinde eşlik ederek Adliyeye gelmiş, CHP’li ya da diğer siyasi partilerin müşahitleri de yasal hakları çerçevesinde eşlik edebilirlerdi ama sadece partili müşahidimiz eşlik etmiş. Video görüntülerini de kayıt altına aldığımız bu olayda Adliye önünde bekleyen 200-300 CHP taraftarı, sandık başkanını darp ederek oy çuvalını zorla elinden almış, Polis olaya müdahale ederek hem sandık başkanını hem partilimiz olan sandık müşahidini hem de oy torbasını kurtarmıştır.

Olayla ilgili Cumhuriyet Savcılığı tarafından da ayrıca bir soruşturma başlatılmıştır.
Dışarıda bu olaylar yaşanırken içeride de bizler CHP taraftarlarının engellemesiyle karşılaştık, buna rağmen ilerlemeye devam ettik.
Hakim beye saldırdığım iftirası atılan olay ise adliye koridorunun ikinci kısmında yaşandı.

Ben seçim kurulu hakimine mühürsüz oy torbaları ve adliye içerisindeki yetkisiz CHP destekçilerinin dışarı çıkarılması için uyarıda bulunmaya gitmek isterken FETÖ’cü olduğu için uzman çavuşluktan ihraç edilen Yusuf Başak isimli şahıs bu kez de seçimlerde görevli partilimiz Bekir Dursun’a fiziki olarak saldırdı.
Ben de Yusuf Başak isimli FETÖ militanına tepki gösterdiğim sırada Hakim bey kargaşayı duyup dışarı çıktı.

Kamuoyuna çarpıtılarak yansıtılmak istenen videonun çekildiği anlar ise bu anlardır.
Hakim beyin arkasına saklanan FETÖ militanına tepkim hakim beye saldırdığım iftirasına dönüştürüldü.
Hakim bey de orada ilk etapta ne olduğunu anlamadığı için bizleri yetkisiz kişiler sanarak içeri giremezsiniz şeklinde ifadeler kullandı ama sonrasında durumun ne olduğunu kendisi de anladı.
Hakimin arkasına saklanan Yusuf isimli FETÖ militanının yetkisi olmadığı halde Pınarbaşı Adliyesi’nde ne işinin olduğunu, neden bizlere kafa tutup arkadaşlarımıza saldırarak provakasyon yaptığını ise anlatacağım diğer detaylarda ve paylaşacağım belgelerle daha net anlayacaksınız.

Kamuoyuna çarpıtılarak yansıtılan bu arbede sonrası ortalık yatıştı ve Kaymakam beyin odasına geçtik.
Kaymakam beyin yanısıra Pınarbaşı belediye başkanımız Memduh Uzunluoğlu,
İlçe başkanımız Kadir Akbaş, bir hakim bey, bir savcı bey ve CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç de odadaydı.
Konuya muhattap olan seçim kurulu hakimi de davet edildi.

Seçim kurulu hakimi seçimde görevli olmayan kişilerin Adliye’de olduğunu bilmediğini, mühürsüz oy torbalarından haberinin olmadığını söyledi.
Mühürsüz 2 oy torbasının olduğunu söylememiz üzerine durumun tutanak altına alınması gerektiği sonucuna varıldı.
CHP Milletvekili Aşkın bey de bu durumun kim tarafından yapılırsa yapılsın seçimin iptalini gerektireceğini ifade etti.
Kaymakam beyin kolluk kuvvetlerine talimatı üzerine orada bulunan yetkisiz CHP taraftarları Adliye binasından dışarı çıkarıldı.
Buna rağmen Yusuf isimli FETÖ militanının yetkili olmadığı halde bulunduğu Adliye binasında duruşma salonundaki sayımda bir kenara saklanarak dışarı çıkmadığı, gece 03:00’te arkadaşlarımız tarafından fark edilmesi sonucu kolluk marifetiyle dışarı çıkarıldığı ise tutanak altına alınmıştır.

CHP belediye başkan adayı Deniz Yağan “o benim yeğenim” diyerek provokasyon yapan FETÖ militanını korumaya çalışmıştır.
Bizim 2 mühürsüz oy torbası uyarımızdan sonra Adliyeye getirilen oy torbaları kolluk kuvvetleri tarafından tek tek kontrol edilmiş ve 12 mühürsüz torba daha tespit edilmiştir.
Bu durum sandık başkanlarının da imza attığı tutanaklarla sabittir.
Mühürsüz torbalar getiren sandık başkanlarının çoğu mühürsüz torba getirdiklerine yönelik tutanağa imza atarken birkaç sandık başkanı CHP’li Avukatların “İmza atarsanız başınız yanar” şeklindeki tehditleri üzerine imzadan imtina etmiştir.

Değerli kamuoyu
Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir. Hukukun seçimlerle ilgili kuralları ise açıktır.
Sandıklardan çıkan ve sayılan oylar, oy torbalarına iki boğum halinde konulur.

Birinci boğumda sayılan oy pusulaları olur ve torbanın ağzı sandık başkanı tarafından mühürlenir. İkinci boğumda ise sandık sonucu bağlama tutanağı bulunur ve bu boğum da sandık başkanı tarafından mühürlenir, mühür sandık başkanında kalır.
Bizim uyarımızla 2 mühürsüz oy torbası, bizim uyarımızdan sonra da mühürsüz 12 oy torbası kolluk kuvvetleri nezaretinde tespit edilmiş ve tutanak altına alınmıştır.
Mühürsüz oy torbası ne anlama gelir?

Tabii ki kullanılan oyların istenildiği gibi değiştirileceği anlamına gelir.
Arada 319 oy fark görünmektedir.
Yüksek Seçim Kurulu’nun, mühürsüz oy torbalarındaki oy sayısının seçimin sonucunu değiştirecek sayıda olması halinde seçimin iptalini gerektirdiği yönünde genelgesi mevcuttur.
Seçimin iptal edilmesi birilerinin iddia ettiği gibi siyasi değil tamamen hukukun emrettiği şekildedir. YSK genelgesinin bir gereğidir.
CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç de mühürsüz oy torbalarının seçimin iptalini gerektireceğini Kaymakam beyin odasında söylediği gibi partimizin itiraza yetkili Avukatı Enes Ertuğrul Kalın beyle görüşmesinde de, “böyle bir seçim olabilir mi? Seçim hukukuna riayet edilmiyorsa yazık, mühürsüz oy torbaları varsa bunun yenilenmesi lazım.” diyerek hukukun emrettiği konuya işaret etmiştir.

Mühürsüz olarak Adliyeye getirildiği kolluk nezaretinde tespit edilen toplam 14 oy torbasındaki oyların sayısı aradaki 319 oydan çok çok fazla ve seçimin sonucunu etkileyecek miktardadır.
Düşünün ki, Kayseri merkezinde bile oy sayımı 02:00 sularında sona ererken 16 bin 222 oyun kullanıldığı Pınarbaşı ilçesinde sabah 05:00’e kadar Adliyeye getirilmeyen oy torbası vardı. Ve bu oy torbası da mühürsüzdü, tutanakları yanlıştı. İtirazımız üzerine yapılan yeniden sayımda da MHP’nin oylarının daha fazla çıktığı bir oy torbasıydı.
Gece yarısı zorla evlerinde imzaları alınan sandık görevlilerinin anlatımları tutanak altına alınmıştır.
Lamı cimi yok oyları çalan CHP Pınarbaşı’nda suçüstü yakalanmıştır.

Sandık başkanları Adliye’den içeri girerken x-ray cihazından geçer ve bu sırada tutanak tutulur. Partimizin itiraza yetkili avukatları tarafından kolluk kuvvetlerinin nezaretinde mühürsüz 14 oy torbasının tespit edildiğinin tutanağı ve sandık başkanlarının mühürsüz oy torbası teslim ettiklerine yönelik tutanakları, gece zorla evlerinde imzaları alınan sandık görevlilerinin anlatımlarının belgelerini açıklamamızın ekinde orjinal görünümüyle tüm kamuoyu ile de paylaşıyoruz.
Pınarbaşı’nda seçimin iptal gerekçesi anlattığım bu hukuksuzluktur, FETÖ militanlarının provokasyonu ile üstü kapatılmaya çalışılan oy hırsızlığıdır.
Devletimizin ilgili birimlerinin ortaya çıkarması gereken şey ise buradaki FETÖ faaliyetidir.
Pınarbaşı Adliyesi’ne CHP’li görünümünde konuşlandırılmış bu FETÖ’cüler kimdir ?
Ne işleri vardı orada ?

CHP belediye başkan adayı Deniz Yağan’ın benim yeğenim, benim adamlarım dediği bu kişiler kimlerdi?
Dışarıda bekleyen ve sandık görevlilerini dövüp ellerinden oy çuvallarını zorla alan kalabalığı bu ekip mi yönlendiriyordu ?

Gece sandık görevlilerinin evine giderek kendi düzenledikleri oy pusulası birleştirme tutanaklarını imzalatmaya çalışan kişileri de mi bu FETÖ’cü ekip yönlendirdi ?
Seçim kurulunda saat 21:00 sularında kaç adet FETÖ’cü vardı, bütün odaları hınca hınç doldurup yetkileri olmadığı halde orada ne yapıyorlardı?
Bu soruların ışığında şunu söylemek isterim, Cenab-ı Allah karşımıza çıkardı organize olmuş profesyonel bir FETÖ kumpasını, kirli bir oyunu bozduk.
Hiç kimse milletimizin iradesine kumpas kuramaz ipotek koyamaz helal oylarını çalıp haram saltanatlar kuramaz.
Buna asla müsaade etmeyeceğimizin bilinmesini isterim.

Saygılarımla.

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.