Tüm Gurbetçi İş Adamları Derneği (TÜGİA) Genel Sekreteri Saadettin Nezir Özsoy, Almanya’da ve yurt dışında çeşitli ülkelerde yaşayan gurbetçi vatandaşların sorunlarına değinerek, “Gurbetçilerimize önerim, bulunduğu ülkenin siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel ve bilimsel hayatına daha fazla katılım sağlaması ve asimilasyona karşı en büyük silahımız geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza ana dillerini, kültürlerini ve medeniyet değerlerini öğreterek tekrardan burada yaşadığı olumsuzlukları göz ardı edip sürekli Türkiye’ye gelmeleridir” dedi.
Tüm Gurbetçi İş Adamları Derneği (TÜGİA) Genel Sekreteri Saadettin Nezir Özsoy, Almanya başta olmak üzere çeşitli ülkelerde yaşayarak yaz tatili için yurda giriş yapan gurbetçilerin sorunlarını dile getirdi. Özsoy, her türlü olumsuzluğa rağmen gurbetçi vatandaşları ana vatana davet etti.
Özsoy’un açıklaması şöyle;
Tüm Gurbetçi İş Adamları Derneği adı altında faaliyet gösteren aynı anda cennet vatanımıza, yurtdışında yaşayıp dönüş yapan ve yapacak olan, aynı yerden yara almış, aynı duada buluşmuş, aynı umuda tutunmuş olarak bütün gurbetçi kardeşlerimizi; birbirimizi iyileştirmek, birbirimize yardımcı olabilmek, birbirimize sarılmak için, uyum ve yaşam aşamasında destek veren bir dernektir.
30 Ekim 1961 tarihinde Türkiye ile Almanya arasında ‘’İşgücü alımı anlaşması’’ imzasıyla Avrupalı Türklerin; replik halini alan Türkiye’de Almancı, Almanya’da yabancı olarak başlayan göç hikayesiyle gurbetçi kelimesinin yerleşmesi ve buna karşılık vatan ve aileye özlem olarak her yıl ve son zamanlarda yıl içerisinde sürekli şekilde izine gelerek özlem gidermesi…
Gurbetçi, Avrupalı Türkler, Almancı, acı vatan Türkleri adı altında 7 milyona yaklaşan artık Avrupa’nın vazgeçilmez unsurları hem de Türkiye’nin Avrupa’daki gücüdür. Avrupa’da yaşayan kardeşlerimiz çocuklarını, torunlarını gelecek nesillerine ay yıldızlı bayrağımızı ve bu bayrak altında dedelerinin şehit kanıyla sulanmış bu kadim toprakları sevdirmek, ülkeleriyle bağlarını güçlendirmek için her sene memleketine geliyorlar.
Bizler, anavatana gelerek yaz iznini geçirmek isteyen ve ön yargılı tutumlarımızla aidiyet duygusu ve kabul görmek arasında bir denge kurmaya çalışırken olumsuz bakış açılarıyla başa çıkmak zorunda kalan gurbetçilerimizle toplumsal uyum ve memleket özlemlerini engelliyoruz.
Onca zahmete katlanarak Türkiye’ye gelen kardeşlerimize yaşadıkları ülkelere mutlu dönmeleri için elimizden geleni yapmaya, her türlü sıkıntılarında yanlarında olmaya gayret göstermemiz lazım… Kardeşlerimizin Türkiye’de gördükleri ilgiyi arkadaşlarına, komşularına anlatmaları hem Türkiye algısının değer kazanmasına hem de gelecek senelerde turizm alanında artışa neden olacaktır.
Gurbetçilerimize önerim, bulunduğu ülkenin siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel ve bilimsel hayatına daha fazla katılım sağlaması ve asimilasyona karşı en büyük silahımız geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza ana dillerini, kültürlerini ve medeniyet değerlerini öğreterek tekrardan burada yaşadığı olumsuzlukları göz ardı edip sürekli Türkiye’ye gelmeleridir.
Gurbetçilerimizi her sene anavatana bekliyoruz…