Erciyes Öğretim Üyeleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. İsmail Ülger, akademisyen maaşlarının yoksulluk sınırı altında kaldığını belirterek akademik personel maaşlarının hızla rehabilite edilmesi gerektiğini ifade etti.
Erciyes Öğretim Üyeleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. İsmail Ülger, akademisyen maaşlarının Türk-İş tarafından hazırlanan ‘Açlık ve Yoksulluk sınırı’ araştırmasında, 31 bin 240 liraya yükselen dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırına göre akademisyenlerin de yoksul statüsünde yer aldığını söyledi. Akademisyenlerin, mezun ettikleri öğrencilerden daha düşük maaş aldığına dikkat çeken Ülger, akademik personelin mesleki saygınlığını korumak ve eğitimi verimli hale getirebilmek için maaşların hızla düzenlenmesi gerektiğini belirtti.
Ülger açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Yüksek enflasyon karşısında orta sınıfın hızla erimesi akademinin de yıpranmasına neden olmaktadır. Türk-İş tarafından hazırlanan ‘Açlık ve Yoksulluk Sınırı’ araştırmasına göre, dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı Mart ayında 31 bin 240 liraya yükselirken akademisyenlerin büyük bölümünün yoksul statüsünde kaldığı görülmektedir”
“Ortalama 20-25 yıllık bir eğitim ve emek sürecinin sonunda elde edilen akademik unvanların yoksulluk sınırı altında ücretlendirilmesi, bilim insanlarının geçim kaygısı çekmesine yol açmaktadır. Geçim kaygısı çeken bir akademisyenin ne derece verimli olabileceği, enerjisinin ne kadarını bilimsel üretime ayıracağı da tartışma konusudur. Üstelik bilimsel çalışmalar için gerekli olan sürekli gelişimin de bir maliyeti bulunmaktadır. Sempozyum, kongre, konferans gibi akademisyenlerin kendilerini geliştireceği ortamlara erişebilmenin bir bedeli olduğu gibi günceli takip edebilmek adına sürekli alınması gereken kitap, dergi ve belge gibi matbu eserlerin de ekonomik bir karşılığı bulunmaktadır. Tüm bunlara kişisel bütçelerden pay ayırma zorunluluğu gelirlerin daha da azalmasına neden olmaktadır”
MEZUN ETTİKLERİ ÖĞRENCİLERDEN DAHA AZ MAAŞ ALIYORLAR
Akademisyen maaşlarının yoksulluk sınırı altında kalması ve özellikle de yeni lisans mezunu öğrenciler ile aynı seviyede olmasının itibarı zedelediğine dikkat çeken Ülger, “İlave olarak mezun ettiği öğrencilerinin bile kendisinden daha fazla kazanç elde etmesi akademisyenlerin mesleki saygınlığını örselemekte, ontolojik sorgulamalara neden olmaktadır. Lisans mezunu statüsünde kamu personeli olup doktoralı araştırma görevlisiyle yakın maaşa çalışan kimi meslek gruplarının varlığı bu sorgulamaların başlıca sebebi görünmektedir. Gelir adaletsizliğinin uzun vadede doğuracağı sorunlar ülkenin bilimsel üretimine telafisi imkânsız zararlar vermesi kaçınılmaz görünmektedir. Bunun yanında kaçınılmaz olan motivasyon düşüklüğü de eğitim kalitesini olumsuz etkileyecek ve nitelikli insan gücünün yetişmesine ket vuracaktır. Bu süreçte acilen yapılması gereken akademik personel maaşlarının hızla rehabilite edilmesi ve gelir adaletsizliğinin önüne geçilmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.
